Onun tonu çok kızgındı.
- His tone was very annoyed.
Beni beklettiği için ona kızgındım.
- I was annoyed with him for keeping me waiting.
Tom rahatsız olmuş görünüyor.
- Tom seems to be annoyed.
Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.
- Tom had an annoyed look on his face.
Tom öfkeli görünüyordu.
- Tom looked irritated.
Tom sinirlendirilmemeye çalıştı.
- Tom tried not to be irritated.
O, ses tarafından sinirlendirildi.
- He was irritated by the sound.
Tom bana çok sinirlendi.
- Tom is very annoyed with me.
O her zaman oraya geç geldiği için sinirlendi.
- He's annoyed because she always gets there late.
Son zamanlarda söylediği en ufak şeye bile sinirlenir oldum.
- Recently I get annoyed at the slightest thing he says.
Davranışına sinirlendim.
- I was annoyed at his behavior.
Onun yüzüne bakarak onun sinirlenmiş olduğunu söyleyebilirsin.
- Looking at his face, you could tell that he was annoyed.
Tom son derece sinirlenmişti.
- Tom was extremely annoyed.
Tom gerçekten tedirgindi.
- Tom was really irritated.
Tom oldukça tedirgin.
- Tom is pretty irritated.