Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.
- He had no notion of leaving his hometown.
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
- In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
Zaman kavramının sadece bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamak için sonsuzluk denizlerini geçtim.
- I've crossed the seas of eternity to understand that the notion of time is nothing but an illusion.
Onun ona çok kızgın olduğu hususunda bir görüşü vardı.
- He had a notion that she was very angry with him.