an instruction, direction, proof

listen to the pronunciation of an instruction, direction, proof
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an instruction, direction, proof в Английский Язык Турецкий язык словарь

document
belge

Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı. - President Lincoln wrote all five of these documents.

Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir. - The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.

document
{i} döküman

Bu dökümanların ne olduğunu biliyor musun? - Do you know what these documents are?

Burada ki tek problem, bu dökümanların çevirecek birilerinin olmaması. - The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.

document
{i} evrak

Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde. - The new document system is worth $4,000.

Tom evraklara bir göz atıyor. - Tom is looking through the documents.

document
(Bilgisayar) belge belge
document
(Kanun) vesaik
document
(Kanun) varaka
document
belgelerle kanıtlamak
document
belgelemek

Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu. - I had no alternative but to document the war crimes.

document
belge ile kanıtlamak
document
{i} belge, doküman
document
{i} delil
document
{f} dipnotlar koymak
document
belge,v.belgele: n.doküman
document
{f} belgelere dayandırmak
document
(fiil) belgelemek, kanıtlamak, belgelere dayandırmak, dipnotlar koymak, döküman sağlamak
document
{f} kanıtlamak
Английский Язык - Английский Язык
{n} document