an hindrance, impediment, obstacle, stop

listen to the pronunciation of an hindrance, impediment, obstacle, stop
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an hindrance, impediment, obstacle, stop в Английский Язык Турецкий язык словарь

let
izin vermek

Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum. - I stood aside to let them pass.

Tom'un kazanmasına izin vermek zorunda kaldım. - I had to let Tom win.

let
{i} engel

İlişkilerin çalışmalarınıza engel olmasına izin vermeyin. - Don't let relationships interfere with your studies.

Bunun çalışmalarınıza engel olmasına izin vermeyin. - Don't let this interfere with your studies.

let
koyvermek
let
gevşetmek
let
-malı
let
bırakmak

Tom köpeği bırakmak için arka kapıyı açtı. - Tom opened the back door to let the dog out.

Onu sıkıca tuttu ve hiç bırakmak istemedi. - She held him tightly and never wanted to let go.

let
İİ.(to/out ile) kiralamak
let
{f} dirmek
let
(İnşaat) müsade etmek
let
{f} kiraya verilmek
let
ii
let
kinglet kralcık
let
{f} vermek

Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim. - Let's draw lots to decide who goes first.

Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum. - I stood aside to let them pass.

let
(fiil) bırakmak, izin vermek, meydan vermek, ses çıkarmamak, kiraya vermek, vermek, ihale etmek, kiraya verilmek, dirmek, dürmek
let
in ile geçmesine
let
eski

Bir sürü eski mektup attı. - He threw away a bunch of old letters.

Dün eski bir arkadaştan bir mektup aldım. - I got a letter from an old friend yesterday.

let
gitmesine veya gelmesine müsaade etmek
let
{f} ihale etmek
let
bırak olsun
let
(isim) kiraya verme, kiraya verilmiş mülk, let, teniste yeniden servis atma nedeni, engel
Английский Язык - Английский Язык
{n} let
an hindrance, impediment, obstacle, stop
Избранное