an estate is granted and limited to a for the use of b

listen to the pronunciation of an estate is granted and limited to a for the use of b
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an estate is granted and limited to a for the use of b в Английский Язык Турецкий язык словарь

use
{i} faydalanma

Atom enerjisinden faydalanmalıyız. - We should make use of atomic energy.

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} fayda

Onun yardımını istemenin faydası yok. - It is no use asking for her help.

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır. - The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.

use
{i} menfaat
use
(Kanun) istimal
use
kulanım hakkı
use
-ardı
use
kullanım

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır. - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.

Bu kelime şu an kullanımda değil. - This word is not in current use.

use
kullanma yetisi
use
(to ile) (eskiden) -erdi
use
yararlanma hakkı
use
kullanma

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi. - At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.

Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın. - Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.

use
kullanmak

Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin. - You don't have to use a dictionary when you read this book.

Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım. - The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.

use
tüketmek
use
{f} davranmak
use
{f} muamele etmek
use
{f} kullanmak: He used the money to buy a new car. Parayı yeni bir otomobil almak için kullandı
use
{f} faydalanmak

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} kullnım hakkı
Английский Язык - Английский Язык
use
an estate is granted and limited to a for the use of b

    Расстановка переносов

    an es·tate I·s granted and li·mi·ted to a for the use of b

    Турецкое произношение

    ın îsteyt îz gräntıd ınd lîmıtıd tı ı fôr dhi yus ıv bi

    Произношение

    /ən əˈstāt əz ˈgrantəd ənd ˈləmətəd tə ə ˈfôr ᴛʜē ˈyo͞os əv ˈbē/ /ən ɪˈsteɪt ɪz ˈɡræntəd ənd ˈlɪmətəd tə ə ˈfɔːr ðiː ˈjuːs əv ˈbiː/
Избранное