Английский Язык - Турецкий язык
Определение an enemy; esp в Английский Язык Турецкий язык словарь
- hostile
- hasım
- hostile
- düşmanca
Herkes yasadışı yabancılar karşı düşmanca bir tavır aldı.
-Everybody took a hostile attitude toward illegal aliens.
Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
-We got a hostile reception from the villagers.
- hostile
- düşman
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
-I see that I am surrounded by hostile faces.
Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
-I don't feel hostile toward you.
- hostile
- {s} muhalif
- hostile
- düşmanca/düşmana ait
- hostile
- (Kanun) hasmane
- hostile
- düşmana özgü
- hostile
- düşmana ait
- hostile
- (Askeri) DÜŞMAN: Düşman olarak tanımlanan temas. Bak. "bogey", "friendlay"
- hostile
- {s} düşman, düşmanca, saldırgan
- hostile
- hostilelydüşmanllkla
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение an enemy; esp в Английский Язык Английский Язык словарь
- hostile