Çıkarken kasiyere ödeyin.
- Pay the cashier on the way out.
Kasiyer, yüz franklık banknotu alacak.
- The cashier will take the one-hundred-franc bill.
Babam bir banka memuru.
- My father is a bank clerk.
O bir banka memuru ile evlendi.
- She married a bank clerk.
Lütfen kasaya ödeyin.
- Please pay the cashier.