İstasyonun önünde bir çeşme vardır.
- There is a fountain in front of the station.
Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu.
- A young woman was singing and playing the guitar in front of the fountain.
Şimdi çocuk zaten pınara düştü.
- Now the child has already fallen in the fountain.
Bu dolmakalem şimdiye kadar kullandığım herhangi biri kadar iyi.
- This fountain pen is as good as any I have ever used.
Güzel bir altın dolmakalemim var.
- I have a nice golden fountain pen.
Jet uçağı Narita'ya bir saat geç ulaştı.
- The jet plane reached Narita an hour late.
Jet uçağı anında havalanır.
- The jet plane took off in an instant.