an article formally introduced as evidence in a court

listen to the pronunciation of an article formally introduced as evidence in a court
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an article formally introduced as evidence in a court в Английский Язык Турецкий язык словарь

exhibit
{f} sergilemek

Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor. - Tom's wife loves to exhibit her jewelry.

exhibit
{i} sergi

Sergi çok etkileyiciydi. - The exhibition was very impressive.

Lütfen sergilere dokunma. - Please don't touch the exhibits.

exhibit
{i} ibraz edilen belge
exhibit
teşhir

Tüm bu teşhirciliğe karşı nefret hissediyorum. - I feel an aversion toward all this exhibitionism.

Bir teşhirci bir sapık için ideal bir ortak olurdu. - An exhibitionist would be the ideal partner for a voyeur.

exhibit
izhar etmek
exhibit
sergileme

Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor. - He hopes to exhibit his paintings in Japan.

Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor. - Tom's wife loves to exhibit her jewelry.

exhibit
{f} sergile

Sergilere dokunmayın. - Do not touch the exhibits.

Lütfen sergilere dokunma. - Please don't touch the exhibits.

exhibit
teşhir etmek
exhibit
göstermek
exhibit
{f} (bir duygu veya niteliği) göstermek
exhibit
{f} sunmak
exhibit
(Askeri) TEŞHİR, GÖSTERMEK, VESİKA, İBRAZ ETMEK, DAVA AÇMAK
exhibit
arz etmek
exhibit
{i} sergilenen şey
exhibit
vesika gösterme
exhibit
(Tıp) İlaç olarak vermek
exhibit
mahkemeye veya hakemlere ibraz olunan vesika veya delil
exhibit
dava esnasında vesika veya delil ibraz etmek
Английский Язык - Английский Язык
exhibit

Exhibit A is this photograph of the corpse.

an article formally introduced as evidence in a court

    Расстановка переносов

    an ar·ti·cle for·mal·ly in·tro·duced as e·vi·dence in a Court

    Турецкое произношение

    ın ärtıkıl fôrmıli întrōdust äz evıdıns în ı kôrt

    Произношение

    /ən ˈärtəkəl ˈfôrməlē ˌəntrōˈdo͞ost ˈaz ˈevədəns ən ə ˈkôrt/ /ən ˈɑːrtəkəl ˈfɔːrməliː ˌɪntroʊˈduːst ˈæz ˈɛvədəns ɪn ə ˈkɔːrt/
Избранное