Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.
- You must eat to live. You must not live to eat.
Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum.
- I would like to live in the quiet country.
Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak.
- The soccer game will be transmitted live at five p.m.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
Dan radyoda canlı çaldı.
- Dan played live on the radio.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
- Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
Kazada çok sayıda canlı kayboldu.
- Many lives were lost in the accident.