Tehlikeli alana adım atıyorsun.
- You're stepping into dangerous territory.
Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
- The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
Hatta o daha çok toprak istedi.
- He wanted even more territory.
Birlik komutanı ordusunu düşman topraklarına götürdü.
- The commanding officer led his army into enemy territory.
O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
- At that time, the territory belonged to Spain.
Bilinmeyen bölgede araba sürdük.
- We drove through unfamiliar territory.