Yolda büyük bir kemer var.
- There is a huge arch over the road.
Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir.
- A rainbow is a seven-colour arch in the sky.
O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
- He is the greatest architect that has ever lived.
En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
- The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
Gökkuşağı gökyüzünde bir kavis oluşturur.
- The rainbow forms an arc in the sky.
Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
- The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
O bir arkeologun asistanıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Hiç arkoloji eğitimi yaptın mı?
- Have you ever studied archeology?
Tom mimariyi dünyadaki başka her şeyden daha çok seviyor.
- Tom loves architecture more than anything else in the world.
Tom başarılı bir mimar olmak istiyor.
- Tom wants to be a successful architect.
This grammatical construction is archaic.
- This is an archaic grammatical construction.
That is an archaic expression.
- That's an archaic expression.
The man is my arch rival, without him I would have no competition.
I attempted to hide my emotions, but an arch remark escaped my lips.