an appearance, part of a play, the stage

listen to the pronunciation of an appearance, part of a play, the stage
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an appearance, part of a play, the stage в Английский Язык Турецкий язык словарь

scene
{i} sahne

O, sahneye şaşırmıştı. - He was surprised at the scene.

Güzel sahneyi izledik. - We gazed at the beautiful scenery.

scene
{i} olay yeri

Bir kalabalık olay yerinde toplandı. - A crowd gathered at the scene.

Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu. - There was no evidence against him found at the scene.

scene
manzara

Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü. - The scenery carried me back to my younger days.

Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu. - The scenery was beyond description.

scene
{i} sahne, manzara, görünüm, görüntü: The picture depicts a
scene
hadise
scene
{i} mizansen
scene
görünüm
scene
keste
scene
rezalet

Herkesin önünde rezalet çıkarmayın. - Don't make a scene in public.

Sami, Leyla'nın düğününde bir rezalete neden oldu. - Sami caused a scene at Layla's wedding.

scene
heyecan

Bu heyecanlandırıcı bir sahne. - That's a heartwarming scene.

scene
{i} olay

Bir kalabalık olay yerinde toplandı. - A crowd gathered at the scene.

Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu. - There was no evidence against him found at the scene.

scene
{i} dekor

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

scene
{i} sahne dekoru

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

scene
{i} faaliyet alanı
Английский Язык - Английский Язык
{n} scene
an appearance, part of a play, the stage
Избранное