Güneş onun cildini bronzlaştırdı. - The sun has bronzed her skin.
Güneş onun cildini bronzlaştırdı.
The sun has bronzed her skin.
O bronz bir madalya kazandı. - He won a bronze medal.
O bronz bir madalya kazandı.
He won a bronze medal.
Biz bronz madalya kazandık. - We won the bronze medal.
Biz bronz madalya kazandık.
We won the bronze medal.