Jane çiçek aranjmanı ile ilgileniyor.
- Jane is interested in flower arrangement.
Bu çiçek aranjmanı güzel.
- This floral arrangement is beautiful.
Parti için düzenlemelerle ilgileneceğiz.
- I'll see to the arrangements for the party.
Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
- Thank you for making the arrangements.
O, onun söylediğini anlaşma olarak aldı.
- She took what he said as meaning agreement.
Hintliler bu anlaşmadan mutlu değillerdi.
- The Indians were not happy with this agreement.
Sözleşme taslağı için sana teşekkür ederim.
- Thank you for the draft of the Agreement.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
- A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
Tom anlaşma şartlarına uymadı.
- Tom has welshed on the agreement.
Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
- We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
Tom başını sallayarak kabul etti.
- Tom nodded in agreement.
Parti için düzenlemelerle ilgileneceğiz.
- I'll see to the arrangements for the party.
Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
- We must make arrangements with them beforehand.
Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
- We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
Bu konuda hepimiz uzlaşma içindeyiz.
- We're all in agreement about that.
Tom uzlaşmasını göstermek için başını salladı.
- Tom nodded his head to show his agreement.
He nodded his agreement.
Her nymph-like features such agreements have / That I could venture with her to the grave .
The results of my experiment are in agreement with those of Michelson and with the law of General Relativity.
... if the Afghan government signs a security agreement that we have ...
... PRESIDENT OBAMA: I suspect it'll be a small agreement. ...