O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Sana tekrar sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you again.
Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you.
Sana sarılmama izin ver.
- Let me give you a hug.
Sadece hoş büyük bir kucaklamaya ne dersin?
- How about just a nice, big hug?
Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?