Onun iş ilişkileri iyi durumda.
- His business affairs are in good shape.
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- It was a one-sided love affair.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
O, korkunç bir olaydı.
- It was a terrible affair.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
Ben mesele ile ilgili değilim.
- I am not concerned with the affair.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.
- There was an air of mystery about the whole affair.
Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu.
- The affair cost me many sleepless nights.
Bu konu ile bir ilgim yok.
- I have nothing to do with the affair.
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.