O benim için ne bir erkek kardeş ne de bir tanıdık.
- For me he is neither a brother nor an acquaintance.
Tom sadece bir tanıdıktan daha fazlasıdır.
- Tom is more than just an acquaintance.
Biz arkadaş değiliz. Biz eş dostuz.
- We're not friends. We're acquaintances.
Sizinle tanışmak bir onurdur.
- It's an honor to make your acquaintance.
Onunla tanışmak istiyorum.
- I want to make her acquaintance.
Onunla ilgili çok az bilgim var.
- I have a nodding acquaintance with him.
Kimyaya biraz aşinayım.
- I have some acquaintance with chemistry.
Contract no friendship, or even acquaintance, with a guileful man.