Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
- Tom heard a noise behind him and turned around.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
- This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
- Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
Beni arkada bırakmayın!
- Don't leave me behind!
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Arkadan saldırıya uğradık.
- We were attacked from behind.
Otobüs tarifenin gerisindeydi.
- The bus was behind schedule.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Bahçe evin arkasında.
- The garden is behind the house.
Tren bugün on dakika geç kaldı.
- The train is ten minutes behind today.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
- Tom spent a few years behind bars.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Güneş bulutların ardından çıktı.
- The sun came out from behind the clouds.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.