Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
- Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
Amerika aşırı dozda bir ilaç salgınının ortasında.
- America is in the midst of a drug overdose epidemic.
Konuşmasının ortasında bayıldı.
- He fainted in the midst of his speech.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Kağıdı ortadan katla.
- Fold the paper in the middle.
Gerçek ortada yatıyor.
- The truth lies in the middle.