Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Kütüphanede John'u gördüm.
- I saw John at the library.
Çiftçiden bir testere ödünç aldı.
- She borrowed a saw from the farmer.
Tom dairesel bir testere ile parmağını kesti.
- Tom cut off his finger with a circular saw.