Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım. - The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
Tom bütün yol boyunca kapıyı kapattıramadı. - Tom couldn't get the door to close all the way.
Tom bütün yol boyunca kapıyı kapattıramadı.
Tom couldn't get the door to close all the way.