Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
O, sürekli şikâyet ediyor.
- He is constantly complaining.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.
- My uncle constantly causes his family trouble.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.