all that is contained within something

listen to the pronunciation of all that is contained within something
Английский Язык - Турецкий язык
muhteva
contents
içindekiler

Tom cüzdanının içindekileri gösterdi. - Tom displayed the contents of his wallet.

Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü. - Tom poured the contents of his glass into the sink.

contents
(Bilgisayar) içeriği

Sözcü, anlaşmanın içeriğini basına açıkladı. - The spokesman explained the contents of the treaty to the press.

Google'ın tüm web arama geçmişinizi tuttuğunu ve size reklam sunmak için e-postalarınızın içeriğine baktığını biliyor muydunuz? - Did you know that Google keeps a history of all your web searches and looks at the contents of your emails to provide you advertising?

contents
i., çoğ. içindekiler, içerik, muhteviyat
contents
{i} içerik

Etiket, içeriklerle eşleşmiyor. - The label doesn't match the contents.

O onun içeriklerinin kutusunu boşalttı. - He emptied the box of its contents.

contents
tatmin et
Английский Язык - Английский Язык
{i} contents
all that is contained within something

    Расстановка переносов

    all that I·s con·tained with·in some·thing

    Турецкое произношение

    ôl dhıt îz kınteynd wîdhîn sʌmthîng

    Произношение

    /ˈôl ᴛʜət əz kənˈtānd wəˈᴛʜən ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈɔːl ðət ɪz kənˈteɪnd wɪˈðɪn ˈsʌmθɪŋ/
Избранное