Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our efforts were in vain.
Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
- I tried to keep in with her in vain.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat boş yere.
- He tried to make his wife happy, but in vain.
Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.
- Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.