alkisla

listen to the pronunciation of alkisla
Турецкий язык - Английский Язык

Определение alkisla в Турецкий язык Английский Язык словарь

alkışla
gave applause
alkışla
{f} clap

Tom didn't clap after Mary's performance. - Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.

They did not clap for us. - Onlar bizi alkışlamadılar.

alkışla
{f} acclaimed

They acclaimed him emperor. - Onu alkışlarla imparator ilan ettiler

The player was acclaimed by the fans. - Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.

alkışla
give applause
alkışla
given applause
alkışla
applaud

We applauded his honesty. - Biz onun dürüstlüğünü alkışladık.

The whole audience got up and started to applaud. - Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

alkışla
{f} acclaim

The player was acclaimed by the fans. - Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.

They acclaimed him emperor. - Onu alkışlarla imparator ilan ettiler

alkışla
clapping

Everyone started clapping. - Herkes alkışlamaya başladı.

Tom stopped clapping. - Tom alkışlamayı durdurdu.

alkışlamak
{f} clap
alkış
{i} applause

The audience members reacted to the speaker with applause. - Seyirciler alkışlarla konuşmacıya tepki gösterdi.

His speech met with enthusiastic applause. - Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.

alkışla cesaret vermek
cheer on
alkışlamak
applaud
alkış
cheer

The crowd cheered again. - Kalabalık yine alkışladı.

She cheered for her favorite horse. - O favori atını alkışladı.

alkış
acclamation
alkış
{i} clapping

Why is everyone clapping? - Neden herkes alkışlıyor?

Everyone started clapping. - Herkes alkışlamaya başladı.

alkışlamak
cheer
alkış
{i} hand

The crowd gave the winner a big hand. - Kalabalık kazananı coşkuyla alkışladı.

All the students clapped their hands. - Tüm öğrenciler alkışladılar.

alkış
{i} clap

Tom didn't clap after Mary's performance. - Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.

Tom clapped his hands. - Tom ellerini alkışladı.

alkış
accolade
alkışlamak
{f} acclaim
alkış
applauding
alkış
plaudit
alkış
plaudits
alkış
applause, clap, acclamation
alkış
acclaim

They acclaimed him emperor. - Onu alkışlarla imparator ilan ettiler

The audience acclaimed the actors for their performance. - Seyirci, performansları için oyuncuları alkışladı.

alkış
cheering

I could hear everybody cheering. - Herkesin alkışladığını duyabiliyordum.

alkış
eclat
alkış
handclap
alkış
clp
alkışlamak
to applaud, to clap, to acclaim
alkışlamak
to acclaim, applaud, clap for
alkışlamak
clap one's hands
alkışlamak
clp
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение alkisla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ALKIŞ
(Osmanlı Dönemi) Tar: Padişahlarla vezirlerin kadirlerini yükseltmek maksadıyla yapılan merasim hakkında kullanılan bir tabir
Alkış
çipik
alkış
Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama
alkışlamak
Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpmak
alkışlamak
Beğenmek, takdir etmek
alkisla
Избранное