alive; living; with life

Английский Язык - Турецкий язык

Определение alive; living; with life в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

lives

i., çoğ., bak. life

lives

ömürler

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar. - And so they didn't marry and they lived happily until the end of their lives.

İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var? - Do introverts have shorter lives than extroverts?

lives

hayatlar

Tehlikeli yolculukta hayatlarını riske attılar. - They risked their lives on the dangerous trip.

Hayatlarından memnun olduklarını ifade ettiler. - They expressed satisfaction with their lives.

lives

yaşam

Karıncaların yaşamını önemsiz sayma. - Don't think little of the ants' lives.

Tom artık Boston'da yaşamıyor. - Tom no longer lives in Boston.

lives

live yaşa

Английский Язык - Английский Язык

Определение alive; living; with life в Английский Язык Английский Язык словарь

lives