Don’t let your friend cheat you.
- Arkadaşının seni aldatmasına izin verme.
I'm not trying to cheat you.
- Seni aldatmaya çalışmıyorum.
The art of pleasing is the art of deception.
- Hoşa gitme sanatı, aldatma sanatıdır.
I hope they aren't deceiving me.
- Ben onların beni aldatmadığını umarım.
I can't believe Tom tried deceiving me.
- Tom'un beni aldatmayı denediğine inanamıyorum.
Tom realized the food pyramid was a fraud.
- Tom besin piramidinin aldatmaca olduğunu fark etti.
I didn't mean to deceive you.
- Seni aldatmak istemedim.
Let's not deceive ourselves.
- Kendimizi aldatmayalım.
I didn't mean to deceive you.
- Seni aldatmak istemedim.
I would rather be deceived than to deceive.
- Aldatmaktansa aldatılmayı tercih ederim.
The gambler used loaded dice to cheat.
- Kumarbaz aldatmak için hileli zar kullandı.
Tom accused Mary of cheating.
- Tom Mary'yi aldatmakla suçladı.
He is the last man to deceive me.
- O, beni aldatacak son kişidir.
The boy I thought was honest deceived me.
- Dürüst olduğunu düşündüğüm çocuk beni aldattı.
It was definitely a hoax.
- Bu kesinlikle bir aldatmacaydı.
The photo was a hoax.
- Fotoğraf bir aldatmacaydı.
He knows how to cheat on his wife.
- Karısını nasıl aldatacağını bilir.
If you cheat on me again, I definitely won't forgive you.
- Beni bir daha aldatırsan seni kesinlikle affetmeyeceğim.
Oh! I'm not deluding myself!
- Hay! Kendimi aldatmıyorum.
The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
- Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
During the exam, Tom cheated off Mary.
- Sınav anında Tom Mary'yi aldattı.
He realized that the visitors had tricked him.
- Ziyaretçilerin, kendisini aldattığının farkına vardı.
Tom couldn't believe that Mary had tricked him.
- Tom Mary'nin onu aldattığına inanamadı.
Tom began to suspect that Mary was cheating on him.
- Tom Mary'nin onu aldattığından şüphelenmeye başladı.
Apparently, Tom has been cheating on his wife.
- Görünüşe göre, Tom karısını aldatıyor.
How could I hoodwink him?
- Onu nasıl aldatabilirim?
I have always been honest with you. Why do you want to deceive me?
- Ben her zaman sana karşı dürüst oldum. Neden beni aldatmak istiyorsun?