It is cruel to mock a blind man.
- Kör bir insanla alay etmek acımasızcadır.
It's rude to make fun of your boss in public.
- Patronunla herkesin önünde alay etmek kabalıktır.
Tom likes to make fun of Mary.
- Tom Mary ile alay etmekten hoşlanıyor.
Tom likes to make fun of Mary.
- Tom Mary ile alay etmekten hoşlanıyor.
Tom seems to like to make fun of everybody.
- Tom herkesle alay etmekten hoşlanıyor gibi görünüyor.
Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
The guys all made fun of him.
- Bütün adamlar onunla alay ettiler.
They scoffed at our efforts.
- Çabalarımızla alay ettiler.
The irreligious scoffed at the bishop's interpretation.
- Dinsiz, piskoposun yorumuyla alay etti.
That child teased his mother for candy.
- O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti.
They teased the new student.
- Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
He mocked my efforts.
- Çabalarımla alay etti.
He mocked the way the professor speaks.
- O, profesörün konuşma şekli ile alay etti.
Tom ridiculed my idea.
- Tom fikrimle alay etti.
He ridiculed my idea.
- O benim fikrimle alay etti.