Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
The guys all made fun of him.
- Bütün adamlar onunla alay ettiler.
They scoffed at our efforts.
- Çabalarımızla alay ettiler.
The irreligious scoffed at the bishop's interpretation.
- Dinsiz, piskoposun yorumuyla alay etti.
That child teased his mother for candy.
- O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti.
She teased me about it.
- Bu konuda benimle alay etti.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
Tom mocked Mary for her failure.
- Tom Mary ile başarısızlığı için alay etti.
The boy mocked his friend for being a coward.
- Çocuk, korkak olduğu için, arkadaşıyla alay etti.
He ridiculed my idea.
- O benim fikrimle alay etti.
Tom ridiculed my idea.
- Tom fikrimle alay etti.