Pardon me, is that seat taken?
- Affedersiniz, o koltuk alınmış mı?
All the good seats are already taken.
- Tüm iyi koltuklar çoktan alınmıştır.
The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.
- Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.
Tom leaned over and kissed his daughter's forehead.
- Tom eğildi ve kızının alınını öptü.
One of my six Facebook accounts was suspended.
- Altı Facebook hesabımdan biri, Facebook tarafından askıya alındı.
Tom often posts motivational quotes on Facebook.
- Tom sık sık facebook'ta motivasyon alıntılar postalar.
Tom should've been suspended.
- Tom askıya alınmış olmalıydı.
My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.
- Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
Make another appointment at the front desk.
- Danışmadan başka bir randevu alın.
Make another appointment at the front desk.
- Danışmadan başka bir randevu alın.