My mother is not accustomed to hard work.
- Annem zor işe alışık değildir.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
Tom isn't used to walking barefooted.
- Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
I'm not used to this heat.
- Bu ısıya alışık değilim.
Mr Kaifu is used to making speeches in public.
- Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
I'm not used to this heat.
- Bu ısıya alışık değilim.