She speaks English with a foreign accent.
- O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.
I think it's very difficult for an Englishman to imitate a real American accent.
- Sanırım bir İngiliz için gerçek bir Amerikan aksanını taklit etmek zordur.
Mary thinks that German accents are sexy.
- Mary Alman aksanlarının çekici olduğunu düşünüyor.
She spoke in mild accents.
- O hafif aksanla konuştu.