I heard her speaking English as fluently as an American.
- Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.
- Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
He lived in Mexico, so he is able to speak Spanish fluently.