The government lowered taxes for lower-income families.
- Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
He sprang from one of the best families in the north.
- O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.
I am surprised that your family has a Japanese car.
- Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
There are four people in my family.
- Ailemde dört kişi var.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
My parents taught me to be a kind person.
- Ailem bana nazik bir insan olmayı öğretti.
The king and his family live in the royal palace.
- Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.
Her parents didn't approve of her relationship with him.
- Ailesi onun onunla olan ilişkisi onaylamadı.
Tom and Mary kept their relationship hidden from their parents.
- Tom ve Mary ilişkilerini ailelerinden gizli tuttular.
Everyone has domestic troubles from time to time.
- Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.
Sami was arrested for domestic violence six times.
- Sami aile içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı.