affection, fondness; predilection, preference, partiality

listen to the pronunciation of affection, fondness; predilection, preference, partiality
Английский Язык - Турецкий язык

Определение affection, fondness; predilection, preference, partiality в Английский Язык Турецкий язык словарь

liking
{i} hoşlanma

Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun. - Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir? - What's the difference between liking and loving someone?

liking
{i} beğeni

Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır. - She has a great liking for rich foods.

liking
hoşlanarak
liking
sempati
liking
(for ile) sevme
liking
düşkünlük
liking
{f} hoşlan

Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri. - Mary's boss is a bit too tactile for her liking.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir? - What's the difference between liking and loving someone?

liking
{i} zevk

O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi. - She gave me a necktie which was completely to my liking.

liking
sev/iste/beğen
liking
{i} meyil
liking
{i} sevme

Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum. - I cannot help liking him in spite of his many faults.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir? - What's the difference between liking and loving someone?

liking
alâka
liking
{i} sevgi
liking
{i} ilgi
liking
{i} ilgi; eğilim
liking
for ile sevme
liking
{i} hoşlanma, sevme; beğenme
Английский Язык - Английский Язык
{i} liking
affection, fondness; predilection, preference, partiality

    Расстановка переносов

    affection, fondness; predilection, preference, par·tial·i·ty

    Произношение

Избранное