afar, from afar

listen to the pronunciation of afar, from afar
Английский Язык - Турецкий язык

Определение afar, from afar в Английский Язык Турецкий язык словарь

far
{s} uzak

O mükemmel olmaktan uzaktır. - He is far from perfect.

Bir şey alamayacak kadar çok uzak. - To take something too far.

far
{s} öbür
far
alıs
far
çok

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü. - Jane's farewell speech made us very sad.

far
uzağa

Tom ne kadar uzağa gittiğini görmek için kilometre sayacını kontrol etti. - Tom checked his odometer to see how far he'd driven.

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim. - Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.

far
ötedeki
far
bir hayli
far
daha uzaktaki
far
pek çok
far
öte

Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi. - Its modernization was far beyond my expectations.

Onlar üç mil öteye yürüdü. - They walked three miles farther.

far
{s} mesafe katetmiş
far
Allah esirgesin
far
ilerlemiş
far
uzakta

İstasyona ne kadar uzakta? - How far is it to the station?

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

far
(sıfat) uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş
far
-den uzak; uzağa; uzakta: He's never journeyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa
far
{s} ırak

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

far
Far East Uzak Doğu
Английский Язык - Английский Язык
{a} far
afar, from afar
Избранное