Tom toplumunda bir eylemcidir.
- Tom is an activist in his community.
O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
- She was an activist in the Women's Liberation Movement.
Einstein sadece bir bilim adamı değil fakat aynı zamanda sosyal aktivist ve bir insancıl kimse.
- Einstein was not only a scientist, but also a social activist and a humanitarian.
Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.
- Activists try to prevent disease in poor countries.