O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
- He took advantage of the opportunity to visit the museum.
Biz bir arkadaşın cömertliğinden yararlanmamalıyız.
- We should not take advantage of the generosity of a friend.
Biz bunu çok avantajlı koşullar altında yaptık.
- We did this under very advantageous conditions.
Genel durum bizim için avantajlı.
- The general situation is advantageous to us.
Güçlü yen firmamız için avantajlıydı.
- The strong yen was advantageous to our company.
Evi avantajlı şekilde sattım.
- I sold the house to advantage.
Fırsattan tam olarak faydalandı.
- She took full advantage of the opportunity.
O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
- She often takes advantage of his ignorance.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
- John took advantage of Bill's weakness.
Yürüyüşe çıkmak için tatilden istifade edelim.
- Let's take advantage of the vacation to go on a hike.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
- But I had another advantage in it.
Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
- They tried very hard to gain an advantage over one another.
The enemy had the advantage of a more elevated position.