He is, so to speak, a fish out of water.
- O, adeta, sudan çıkmış balık gibi.
Jules Verne's novels nearly gave the news from the future.
- Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.
Tom almost looks like a girl.
- Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
They are merely different.
- Onlar adeta farklılar.
Tom is kind of creepy.
- Tom adeta tüyler ürpertici.