She was chosen from ten thousand applicants.
- O, on bin adaydan seçildi.
Mary was chosen from among 500 applicants.
- Mary 500 aday arasından seçildi.
Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
- Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.
Many Republicans did not vote for their own candidate.
- Birçok Cumhuriyetçiler kendi adayı için oy vermedi.
There are six nominees for this year's prize.
- Bu yılki ödül için altı aday var.
He is a nominee in four award categories.
- O, dört ödül kategorisinde aday.
I would like to nominate Don Jones as chairman.
- Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.
Mary wanted to run for class president.
- Mary sınıf başkanlığı için aday olmak istedi.
Tom wanted to run for class president.
- Tom sınıf başkanlığı için aday olmak istiyordu.
He is one of the American presidential candidates.
- O, Amerikan başkanlık adaylarından biri.
There was a list of available candidates.
- Mevcut adayların bir listesi vardı.
Aren't there any qualified applicants?
- Hiç nitelikli adaylar yok mu?
Applicants are requested to apply in person.
- Adayların bizzat başvurmaları rica olunur.
In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
- Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.