The Earth is just a little island and we are little islanders.
- Dünya sadece küçük bir adadır ve biz küçük adalılarız.
Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
- Endonezya çok fazla adadan ve iki yarımadadan oluşur.
Seen from the sky, the island was very beautiful.
- Gökyüzünden bakıldığında ada çok güzeldi.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
He dedicated himself to research.
- O kendini araştırmaya adadı.
The Island of Taiwan's surface area is thirty-six thousand square kilometers.
- Tayvan adasının yüz ölçümü 36.000 kilometre kare.
The islet stands out above the water.
- Adacık su üstüne çıkıyor.
The islet protrudes above the water.
- Adacık su üstünde çıkıntı yapıyor.
He dedicated his life to peace.
- O, hayatını barışa adadı.
He dedicated himself to research.
- O kendini araştırmaya adadı.
After retirement, Teresa devoted herself to caring for orphans.
- Emekli olduktan sonra, Teresa kendini yetimlerin bakımı için adamış.
He devoted himself to the study of chemistry.
- O kendini kimya çalışmasına adadı.
He intends to devote his life to curing the sick in India.
- O, hayatını Hindistan'daki hastaları tedavi etmeye adamak istiyor.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
The islet protrudes above the water.
- Adacık su üstünde çıkıntı yapıyor.
The islet resembled a tortoise from afar.
- Adacık uzaktan bir kaplumbağaya benziyordu.