The lawyer spoke convincingly on behalf of his client.
- Avukat müvekkili adına ikna edici bir şekilde konuştu.
I thank you on behalf of my son.
- Oğlumun adına size teşekkür ederim.
She spoke in behalf of the homeless.
- O, evsizler adına konuştu.
In the name of the moon, we'll punish you!
- Ay adına, seni cezalandıracağız.
In the name of God, protect me from this crazy woman!
- Tanrı adına beni bu deli kadından koru!
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
He made a speech on behalf of our company.
- Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
He made a speech on behalf of our company.
- Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.
He attended the meeting for his father.
- Babasının adına toplantıya katıldı.
Pele played for the Brazilian teams in many important matches.
- Pele, birçok önemli maçta Brezilyalı takımlar adına oynadı.