Kent etkinlikle doluydu.
- The town was full of activity.
O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor.
- He has engaged in religious activity since then.
Okumak iyi bir faaliyettir.
- Reading is a good activity.
Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.
- Watching TV is a passive activity.
Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
- What activity do you spend most of your time doing?
Favori kış etkinliğin nedir?
- What's your favorite winter activity?
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
- The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
Yasa dışı faaliyetlere karışmam.
- I don't engage in illegal activities.
Beynimiz faaliyetlerimizi kontrol eder.
- Our brains control our activities.
Her türlü grup etkinlikleri vardı.
- There were all sorts of group activities.
Birçok okul etkinliklerine katılır.
- She takes part in many school activities.
Okuldan sonra müfredat dışı aktivitelerimiz var.
- We have extracurricular activities after school.
O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
- He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
Pit row was abuzz with activity.
Quilting can be a fun activity.
The activity for the morning was a walk to the store.
... The biggest spike in volcanic activity since the early days of the planet. ...
... due to disappear sunday due to emotions and this activity ...