O oldukça aktif bir kişidir.
- He is rather an active person.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.
- He is active although he is very old.
Etkin olmak zorundasın.
- You have to be active.
Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi.
- He became active in the Republican Party.
Fadıl, Facebook'ta faaldir.
- Fadil is active on Facebook.
Borsa çok hareketlidir.
- The stock market is very active.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
- Liisa is an active and energetic young woman.
Aspirindeki etken madde nedir?
- What is the active ingredient in aspirin?
Tylenol'da etken madde nedir?
- What is the active ingredient in Tylenol?
specifically, of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.