Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.
- Thousands of soldiers and civilians were dying.
Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da özel mülkiyetin medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğudur.
- If history could teach us anything, it would be that private property is inextricably linked with civilization.
Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.
- Civilization is now threatened by nuclear war.
O, medeni haklarından mahrum edildi.
- He was deprived of his civil rights.
Ona kibar bir cevap yazacağım.
- I will write him a civil answer.
Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.
- It was civil of him to offer his seat to the old man.
Bir iç savaş tehlikesi vardı.
- There was a danger of civil war.
Yunanistan'da iç savaş sona erdi.
- The civil war in Greece ended.