Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
Trenin kalkışı ertelenecek.
- The train's departure will be delayed.
Ayrılış tarihinizi öğrenebilir miyim?
- May I know the date of you departure?
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom has decided to put off his departure.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided he would put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.