Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
Onu yapmayın! İlaç deposunda bir bilgisayar var.
- Don't do that!!! There's a computer at the drug store.
Biz samanı samanlıkta depoladık.
- We stored the hay in the barn.
Mağazaya benimle gelecek misin?
- Will you come with me to the store?
Amcamın cadde boyunca bir mağazası var.
- My uncle has a store along the street.
Oyuncak dükkânı kapandı.
- The toy store is closed.
Kızım dükkândan süt alıyor.
- My daughter is buying milk from the store.
Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.
- A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.
Tom'un eşyasını bir yere depolaması gerekiyordu, bu yüzden ona bizim garaja koyabileceğini söyledim.
- Tom needed to store his stuff somewhere, so I told him he could put it in our garage.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- I have to fill in for Tom at the store.