according to descartes, the essential attribute of mind

listen to the pronunciation of according to descartes, the essential attribute of mind
Английский Язык - Турецкий язык

Определение according to descartes, the essential attribute of mind в Английский Язык Турецкий язык словарь

thought
{i} düşünme: He was lost in thought. Düşünceye dalıp gitmişti
thought
{i} niyet
thought
f., bak. think
thought
{i} ilgi

Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum. - I asked Tom what he thought of Mary.

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm. - I thought his opinion was relevant.

thought
tefekkür
thought
düşünceli

O çok düşünceli ve sabırlı. - She is very thoughtful and patient.

Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı. - Tom had a thoughtful look on his face.

thought
dalgın
thought
kanı

Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı. - The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.

Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı. - The girl who I thought was a singer proved to be a different person.

thought
görüş

Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm. - I thought we came here to discuss a new deal.

Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım. - I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.

thought
düşünme

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi. - No musician would have thought of playing that music at the funeral.

Yılanları çok düşünme onu solduruyor. - The very thought of snakes makes her turn pale.

thought
düşünülmek

Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir. - Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.

Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar. - Many Deaf people dislike being thought of as disabled.

thought
düşünce

Düşüncelerini kağıda döktü. - She put down her thoughts on paper.

O çok düşünceli ve sabırlı. - She is very thoughtful and patient.

thought
(isim) düşünce, fikir, sanı, görüş, kanı, niyet, düşünme, özen, ilgi, felsefe, az şey
thought
tartmak
thought
{i} sanı

Seni tanıdığımı sanıyordum. - I thought I knew you.

Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum. - I thought you were raised in L.A.

thought
a happy thought mutluluk veren düşünce
thought
{i} felsefe: French thought Fransız felsefesi
thought
tasavvur
thought
kanaat
thought
{i} düşünce, fikir
Английский Язык - Английский Язык
thought
according to descartes, the essential attribute of mind

    Расстановка переносов

    ac·cord·ing to descartes, the es·sen·tial at·tri·bute of mind

    Произношение

Избранное