Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
- Your request of this matter has been accepted.
O sorun kabul edildi.
- That problem was accepted.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
O teori genelde kabul edilmektedir.
- That theory is generally accepted.
Girişler artık kabul edilmektedir.
- Entries are now being accepted.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
- Your request of this matter has been accepted.
Tom önerimizi kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept our offer.
Tom yenilgiyi kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept defeat.
Onu onaylamak zorundasın.
- You have to accept it.
Kredi kartlarını kabul ediyor musunuz?
- Do you accept credit cards?
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Jackson onların tavsiyesini benimsedi.
- Jackson accepted their advice.
İster iyi olsun ister kötü olsun hayatı kabul etmeliyiz.
- We must accept life, for good or for evil.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Tom kabul edilmek istedi.
- Tom wanted to be accepted.
Tom ona çevirilerinde yardım etmek isteyen yerlilerden nasihat almak için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept advice from native speakers who try to help him with his translations.
Tom rüşvet almakla suçlandı.
- Tom was accused of accepting bribes.
Your apology's accepted.
- Your apology is accepted.
She was accepted to Harvard.
- She was accepted at Harvard.
She was accepted to Harvard.
- She was accepted at Harvard.
Your apology's accepted.
- Your apology is accepted.
... It's the kind of person who gets accepted by Harvard ...
... as the number of papers you get accepted ...